Suriye’de 8 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşen ve Esed rejiminin düşüşüne neden olan devrimin üzerinden üç ay geçti. Bu üç ay; ülkede yaklaşık on dört yıl süren iç savaşın bakiyesi çeşitli sinir uçlarına rağmen büyük oranda çatışmalardan ari bir sükûnet ve taraflar arasında devam edegelen müzakereler içinde tamamlanmıştı. Fakat Mart 2025’in ikinci haftası boyunca Suriye’de yaşanan bazı gelişmeler, muhtemeldir ki sadece ülke içinde yaşayanlar arasında değil hem diasporadaki Suriyeliler hem de Suriye meselesini yakından takip edenler arasında karşıt duyguların yoğun bir şekilde bir arada yaşanmasına neden oldu. Öyle ki Suriye’de devrimi akamete uğratabilecek ve devrimin akıbetini tahkim edebilecek en kritik gelişmeler bu süreç içinde yaşandı. Bu gelişmeler bir taraftan Suriyelileri derin bir kaygı ve korkuya gark ederken diğer taraftan ise onlar üzerinde yeni bir umut inşa edip coşkulu bir sevinç yaşattı.
İlk olarak 6 Mart tarihinde ülkenin batı kısmındaki sahil kentlerinde patlak veren olaylar, ülkeyi sekteryan bir savaşa doğru sürükleyebileceği ve bu savaşın mevcut diğer sinir uçlarını da harekete geçirerek ülkenin tekrar bir kaos sarmalı içine girebileceği endişesi ve korkusunu yoğun olarak hissettirdi. Fakat çok geçmeden Şam’daki yeni yönetimin hem bu meseleye dair soğukkanlı ve çözüm üreten yaklaşımı hem de en muhtemel çatışma kalemi olarak kenarda bekleyen ülkenin kuzeydoğusundaki SDG askerî yapılanması ve güneydeki Dürzilerle bir anlaşma zemini bulabildiğine dair haberlerin medyaya düşmesi, ülkede sevinç ve umut duygularının yeniden hızlıca yeşermesine neden oldu. Bütün bu karşıt duyguların bir arada yaşanması sadece bir hafta içinde gerçekleşti.