Arama Yapın

Aramak istediğiniz kelimeyi yazın

Koordinatörlükler

Irak’ta Yerelleşen Siyaset ve Nuri El-Maliki’nin Geleceği

Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı
Irak’ta önce 20 Nisan 2013’te Irak’ın 12 ilinde sonra 20 Haziran 2013’te Anbar ve Musul’da yapılan il meclisi seçimlerinin ardından ortaya çıkan tablo içerisinde Irak siyasetinin yerelleşmeye başladığı görülmektedir. Pek çok devlet için yerel siyaset önemli bir etki yaratmasa da 2003 sonrası yeniden şekillenen Irak siyasi sisteminin federal bir yapıya dönüştürülmesi yerel siyasetin önemini arttırmıştır. Federal siyasi sistemin getirdikleriyle birlikte Irak’ın aşiretsel sosyal yapısının etnik ve mezhepsel kimliklerle şekillenmesi, il yönetimlerinde aşiret, etnik ve mezhepsel kimlik öncelikli bir politikanın izlenmesini beraberinde getirmiştir. Aynı yapı genel politikaya da hakim olmuş, yerel siyaset genel siyaseti de etkiler bir pozisyon almıştır. Bu noktada 2013 il meclisi seçimleri de Irak’ta yeniden yerel siyasetin ön plana çıkmasını ve genel siyasete yön vermesine neden olmuştur. Zira Irak’ta 2014’te parlamento seçimlerinin yapılmasının planlandığı da düşünüldüğünde 2013 seçimlerin sonrasında ortaya çıkan tablonun incelenmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Özellikle Irak’ta güvenlik problemlerinin yeniden gün yüzüne çıkmasıyla üçüncü bir dönemde daha görevini devam ettirmek isteyen Nuri-El Maliki’nin başbakanlığının tartışıldığı dönemde, yerel siyasetin genel siyaseti nasıl şekillendirdiğini tartışmak yerinde olacaktır. Irak’taki nüfus ağırlıkları nedeniyle bir sonraki hükümeti de kurması beklenen Şiiler arasındaki güç paylaşımı ortaya nasıl çıktığı önemlidir. Bununla birlikte Sünni Araplar ve Kürtlerin alacağı pozisyon önemli olacaktır.
 
Bu noktada Şii gruplar arasında dengenin değişmeye başladığı görülmektedir. Kanun Devleti Koalisyonu adı altında bir siyasi ittifak oluşturan Nuri-El Maliki, 2009 il meclisi seçimleri ve 2010 parlamento seçimlerinde elde ettiği başarının ardından Irak siyasetini merkezileştirme yönünde adımlar atmıştır. Ancak bu politika Sünniler ve Kürtler açısından olduğu kadar diğer Şii grupları da rahatsız etmiştir. Bu rahatsızlığın yerel seçim sonuçlarına da yansıdığı görülmektedir. Nitekim 2009 seçimlerinde Nuri El-Maliki başkanlığındaki Kanun Devleti Koalisyonu Irak’ın Şiilerin yaşadığı iller olarak bilinen Irak’ın güneyindeki 9 ilde (Basra, Necef, Kerbela, Zikar, Meysan, Musenna, Vasit, Babil, Kadısiye) diğer Şii partilere büyük fark atarak birinci olurken, 2013 seçimlerinde Meysan ve Necef’te birinciliği kaptırmıştır. Aynı zamanda Meysan ve Necef dışındaki bütün illerde ciddi oranda sandalye kaybetmiştir. Diğer taraftan diğer iki Şii partisi olan Sadr Grubu ve Irak İslam Yüksek Konseyi ise oylarını Kanun Devleti karşısında arttırmıştır. Sadr Grubu ve Irak İslam Yüksek Konseyi’nin il meclisi seçimlerine ortak bir listeyle katılmamaları, Kanun Devlet Koalisyonu’nun oy potansiyelinin daha aşağıya düşmesinin önüne geçmiştir. Bu açıdan 2014’te Irak’ta yapılması planlanan genel seçimlerde Şiiler arasındaki ittifak ilişkileri, Irak’taki hükümetin geleceğini de etkileyecek nitelikte olacaktır. Bu açıdan son dönemde Şii gruplar arasında yapılan görüşmeler dikkat çekmektedir. Son olarak genel seçimler için Sadr Grubu ve Irak İslam Yüksek Konseyi arasında bir yakınlaşma ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar Mukteda El-Sadr’ın siyasetten çekileceğine yönelik haberler çıksa da genel seçimlerde Sadr Grubu ve Irak İslam Yüksek Konseyi’nin ittifak yapması Irak genel siyasetinde taban kaybeden Nuri El-Maliki’nin pozisyonu daha da zayıflatacaktır.
 
Burada Nuri El-Maliki’nin Kürt ya da Sünni Arap siyasi gruplarla yapması olası ittifaklar da değerlendirilmelidir. En azından Nuri El-Maliki’nin üçüncü dönem başbakanlığı için kulis yaptığı dönemde Kürt ve Sünni Araplarla ilişkileri önem kazanmaktadır. Bu yüzden yerel seçimin hemen ardından Nuri El-Maliki’nin uzun süredir kavgalı olduğu Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile anlaşması, önümüzdeki dönem için bir destek arayışı olarak nitelendirilebilir. Aynı şekilde Nuri El-Maliki, Sünni grupları da yanına çekmeye, en azından Sünni grupların bir araya gelmesine engel olmaya çalışmaktadır. Nitekim 2009 yerel seçimlerinde Sünnilerin yaşadığı yoğun olarak yaşadığı Musul, Selahaddin, Anbar ve Diyala’da ayrı listeler halinde katılan Şii partilerin 2013 seçimlerine ortak listeyle katılması Sünni Arapların yerel siyaset üzerindeki etkinliği karşısında rahatsız olduklarını gösterir niteliktedir. Sünnilerin yoğun olarak yaşadıkları illerde oyların çoğuna sahip olmalarına rağmen, birliktelik sağlayamamış olmaları da Sünni grupların handikapı olarak ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak yerel seçim sonrası ortaya çıkacak ittifaklar ve ayrışmalar Irak’ın gelecek hükümeti ve siyasi denkleminin şekillenmesinde büyük oranda etkili olacaktır.

Başlıklar

Bu Yazıyı Paylaşın
Yazdır

Benzer Yayınlar