Arama Yapın

Aramak istediğiniz kelimeyi yazın

Koordinatörlükler

Irak Siyasetinde Öngörülemeyen Aktör: Sadr Hareketi

4 dakika okuma süresi | 05.05.2025

Irak’ta 2003 sonrası inşa edilen yeni siyasal sistem, çeşitli krizler, dış müdahaleler ve toplumsal kutuplaşmalar arasında şekillenirken bu süreçte bazı aktörler dönemsel olarak öne çıkmış bazıları ise tamamen etkisizleşmiştir. Ancak Irak siyasetinde sürekli değişen güç dengelerine rağmen varlığını koruyan ve birçok kez siyasal denklemi belirleyici şekilde etkileyen nadir figürlerden biri Mukteda Sadr olmuştur. Hem siyasal hem dinî hem de toplumsal düzeyde karşılığı olan Sadr, sahip olduğu bu çok katmanlı meşruiyet sayesinde Irak siyasetinde alışılmış analiz kalıplarıyla açıklanması güç, öngörülmesi ise çoğu zaman imkânsız bir aktör olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle Sadr Hareketinin Irak siyasetindeki konumunun değerlendirilmesi ve özellikle 11 Kasım 2025’te yapılması öngörülen parlamento seçimlerine yaklaşırken nasıl bir strateji benimseyeceği sorusu hem Irak’ın iç politik dinamikleri hem de bölgesel aktörlerin tutumları açısından son derece kritik bir önem taşımaktadır.

Sadr Hareketinin öngörülemezliği, yalnızca ani karar değişiklikleriyle ya da sistem dışı hamleleriyle açıklanmamaktadır. Bu durumu mümkün kılan daha derin bir zemin, Irak’taki siyasal sistemin yapısal sorunları, Şii siyaseti içindeki güç mücadelesi, dış aktörlerin etkisi ve halk nezdindeki siyasal temsiliyet krizleriyle doğrudan ilişkilidir. Sadr’ın dönemsel olarak sistemin merkezine yerleşip ardından sistem dışına çekilmesi, kişisel siyaset tarzıyla ve yapısal dinamiklerle birlikte değerlendirilmelidir. Özellikle 2021 seçimlerinde kazandığı 73 sandalyelik temsil gücüne rağmen çoğunluk hükûmeti kuramayıp parlamentodan çekilmesi ve akabinde sokakta yürüttüğü muhalefet ile birlikte sistemin üzerinde yeni bir baskı kurması, onu Irak siyasetinde “geleneksel kuralları bozan” bir figür olarak konumlandırmıştır.

Ele alınan çalışmanın temel amacı, Sadr Hareketinin 2025 seçimlerine giden süreçte yeniden siyasal alana nasıl ve ne şekilde dönebileceğini analiz etmektir. Ancak bu değerlendirme yapılırken sadece güncel gelişmelere odaklanmak değil; Sadr Hareketinin 2005’ten bu yana geçirdiği siyasal evrimi, Irak seçim sistemindeki değişikliklerle kurduğu ilişkiyi ve Şii siyaseti içindeki konumlanışını da dikkate almak gerekmektedir. Çünkü Sadr’ın siyaset sahnesindeki hareketliliği, çoğu zaman bir tepkinin sonucu olduğu kadar önceden planlanmış ve halk desteğine dayalı bir stratejinin parçası olarak da karşımıza çıkmaktadır.

2005 seçimlerinden itibaren Irak Ulusal İttifakı çatısı altında siyaset yapan Sadr Hareketi, zamanla bu ittifakın sınırlarını aşarak bağımsız bir siyasi güce evrilmiştir. Nuri el-Maliki ile yaşadığı gerilimler, Mehdi Ordusunun sokaktaki etkisi ve mezhep içi ayrışmalar, bu dönüşümün hem nedeni hem de sonucudur. 2014’te Ahrar Bloku ile seçimlere katılması, 2018’de Sairun Koalisyonunun birinciliği, 2021’de ise daraltılmış seçim bölgeleri sisteminden faydalanarak 73 sandalye kazanması, bu evrimin en belirgin dönüm noktalarıdır. Ancak en çarpıcı gelişme, tüm bu siyasi kazanımlara rağmen 2022’de parlamentodan çekilmesi ve hareketin siyasi faaliyetlerini askıya alması olmuştur.

Sadr’ın siyasal kanaldan çekilme kararı sadece bir başarısızlık göstergesi değil aynı zamanda bir yeniden konumlanma girişimidir. Bu kararın ardında hükûmet kurma çabalarının başarısızlığı kadar Şii Koordinasyon Çerçevesi ile yaşanan güç mücadelesi, Ayetullah Kazım el-Hayri’nin mercilikten çekilmesi ve dinî meşruiyet zeminindeki kaymalar da etkili olmuştur. Bu gelişmeler Sadr’ı sokak siyasetini tercih etmeye zorlamıştır. Ancak zamanla bu yolun da sınırlarına ulaşıldığı görülmüştür. Irak 2024 Vilayet Meclisi Seçimlerinin boykot edilmesi, ardından 2025 seçimleri öncesi “Ulusal Şii Hareketi” adı altında yeniden yapılanma sinyallerinin verilmesi, hareketin siyasal alana temkinli ama kararlı bir şekilde geri dönme zeminine sahip olduğunu göstermektedir.

Bu bağlamda Sadr Hareketinin 2025 seçimlerine katılıp katılmayacağı sadece bu harekete özgü bir strateji meselesi değildir. Aynı zamanda Irak’taki siyasal sistemin geleceği, Şii iç siyaseti dengesinin şekillenmesi ve dış aktörlerin pozisyonları açısından da belirleyici olacaktır. Sadr’ın seçimlere katılma yönünde vereceği karar, mevcut hükûmetin meşruiyeti, seçim sonrası oluşacak koalisyon senaryoları ve halkın sandığa olan inancı üzerinde doğrudan etkili olacaktır. Ayrıca bu karar Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İran gibi bölgesel etkisi yüksek aktörlerin de Irak politikasını yeniden gözden geçirmesine neden olabilecek sonuçlar doğurabilir.

Analiz
Feyzullah Tuna Aygün

Feyzullah Tuna Aygün

Tüm Yazılarını Gör
Sercan Çalışkan

Sercan Çalışkan

Tüm Yazılarını Gör

Başlıklar

Bu Yazıyı Paylaşın
Yazdır

Benzer Yayınlar