Selahattin Vilayet Meclisi Üyesi Sebha El Çiyad, Irak’ın birliğini korumak için Türkiye’nin dengeleri sağlamasını istediklerini, bu nedenle Türkiye’yle bağlarına güvendiklerini söyledi. El Çiyad, Türkiye şu mesajı gönderdi: “Türkiye, Irak’ta laik grupları desteklesin ve bölgedeki rolünü daha da arttırsın. Çünkü öyle bir Türkiye’nin rolünü herkes benimsiyor. Bu yönde devam etmesi çok iyidir ve bölgenin çıkarınadır.”
ORSAM: Bize kendinizi tanıtır mısınız?
SEBHA EL ÇİYAD: Ben Sebha El Çiyad, 1954 doğumluyum, teknoloji üniversitesi mezunuyum, mühendisim. Çok erken yaşlarda yani 1973’ten itibaren siyasetle ilgilenmeye başladım. Saddam’a karşıydım, tutuklandım ve hapse atıldım, idam hükmüne çarptırıldım. 1,5-2 yıl sonra Saddam beni affetti. 2003’e kadar parti çalışmalarımı durdurdum. 2003’ten sonra siyasete geri döndüm. Saddam Hüseyin’den sonra bir ‘El Kasım El Müşterek’ adında gazete kurdum. Aynı isimle bir araştırma merkezi kurdum; Irak’taki siyasi kuvvetlerin aralarındaki bağları araştırdık. Daha sonra emniyet durumu çok kötü oldu ve Amman’a göçtüm. 2009 vilayet meclisinde siyasete geri döndüm. Sadece Selahattin vilayetinde faaliyet gösteren siyasi bir kitle kurduk. Kısa adı CUMK olan Irak Ulusal Projesi Cephesi. 2009 seçimlerinde 3. sırada yer aldık ve 3 sandalye kazandık. Ben burada üyeyim, enerji komisyonu başkanıyım.
Bize biraz CUMK’u tanıtabilir misiniz? Nasıl bir siyasi hareket?
“Halkın tabanı halktır” anlayışında doğan bir harekettir. İdeolojisi yoktur ve sadece halkı bir amaca doğru toplamak ve laik bir devlet kurulmasını, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılsın istiyoruz. Türkiye’deki tecrübeye çok saygı duyuyoruz ve Türkiye’deki sistemi burada uygun görüyoruz; çünkü Irak milleti çok milletten ve dinlerden oluşuyor. Toplum dindar olur, buna karşı değiliz ama devletin dindar olmasına karşıyız. Bizim hareketimiz, bağımsız bir harekettir, başka yerlerde uzantısı yoktur. Selahattin ve Kerkük ile sınırlıdır. Yavaş yavaş uzantılarımız genişlemeye başlıyor.
Selahattin’deki enerji kaynakları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Selahaddin, Irak’taki petrol illerinden birisidir. Irak’ın %3 oranında petrolü burada. 4 petrol kuyusu var. Acil ve Hemrin tesisleri, Kerkük, Batı Tikrit ile Veled sahası bulunmaktadır. Sadece Acil sahası yatırıma verilmiş, günde 20.000 varil petrol üretiyor. Petrol Bakanlığı’nın buradaki petrolün 60 bin varile çıkarılması için bir projesi var. Aynı zaman da Hemrin içinde bazı şeyler planlanıyor. Ancak diğer iki sahaya ilişkin bir gelişme yok. Biz elektriği üreten illerden biriyiz. Su, gaz, mazot ve buharla çalışan 4 elektrik tesisimiz var. Ama elektrik kesintisinden dolayı halk olarak çok sıkıntımız var. Buradan ulusal şebekeye elektrik veriyoruz. Yeni bir elektrik istasyonu yapılacak, 3 ay zarfında başlayacak. 5’inci istasyon da gazla çalışacak. Türk firmalarını bizim ilde görmüyoruz. Biz Türkiye’yi ekonomik ve siyasi konuda görmek istiyoruz. Bu iki konuda Türkiye’den çok şey bekliyoruz.
Şu ana kadar başka yabancı petrol ya da gaz şirketi Selahattin’e yatırıma geldi mi?
Hiçbir yabancı firma yok, burada mahalli yatırımcılar var.
Bildiğimiz kadarıyla siz seçimlere Irakiye listesinden katıldınız. Irakiyye listesini oluşturan koalisyonu oluşturan partilerden birisi olarak, listenin hem Selahattin’deki hem de Irak genelinde seçim performansını başarılı buluyor musunuz?
Irakiyye listesi, Irak’ın batısında çok başarılı sonuçlar elde etti. Bağdat’ta da çok iyiydi, ama Bağdat’ın güneyinde ise aleyhine sonuç vardı. Ona rağmen Hille ve Basra’da iyi sonuçlar elde ettiler, son sonuçlarda Irak kazandı, biz bundan çok rahatız. Bize karşı açılan savaşlara rağmen bu birinciliği elde ettik. Bundan da çok memnunuz.
Yaklaşık iki aydır seçim sonuçları tartışılıyor ve hükümetin nasıl kurulacağına ilişkin tartışmalar var. Nasıl bir Irak hükümeti olmasını bekliyorsunuz?
Bu geçen süreçte ciddi bir görüşme olmadı. Sonuçlar onaylandıktan sonra görüşmeler başlayacak. Bana göre karşı tarafımız, yani İslamcılar laiklere hükümeti devretmek istemiyorlar ve çok zahmetli görünüyor. Aslında bu bizim doğal hakkımızdır, ama İslamcı taraflar laiklerin güçlendiğini görünce laikler hükümeti kurmasın diye hepsi bir araya toplandı. Bizi sonuçlardan uzaklaştırmaya çalışıyorlar ve bize başbakanlığı vermeyecekler. Ama kendi aralarında itilaflar var biliyorsunuz. Mesela Maliki ve Sadr grubu arasında. Biz ona göre hareket edeceğiz. Sonuna kadar duruma göre başbakanlığı istemeye devam etmeyeceğiz. Hükümetin programına göre bunun pazarlığını yapacağız, devletin laikliğini korumak için yapılan pazarlık sonucu herkesin kabul edebileceği bir başbakanın gelmesi halinde biz de kabul edebiliriz.
El Irakiyye’nin kesinlikle hükümete katılacağını söyleyebilir miyiz? Yoksa karşısında örneğin İslamcı partiler bir koalisyon kurarlar,kendi aralarında bir başbakan belirlerler ve başka partilerden de destek alırlarsa o zaman muhalefette kalır mısınız?
Geri çekilmek ve sahayı İslamcılara bırakmak çok tehlikeli bir şeydir. Her ne olursa biz siyasi operasyonlara varız, muhalif tarafını alabiliriz, ama siyasettin içinde varız, siyasette var olup, muhalif olmamız çekilmemizden daha iyidir.
Önümüzde hükümet kurulurken bir sürü pazarlık yapılıyor. Bütün gruplar arasında görüşmeler devam ediyor. Sizce bütün kazananların yer alacağı bir hükümet olabilir mi?
Bana göre bunlar bir ulusal ortaklık hükümeti olacak, halkı tutan kitleler hepsi bu hükümette olmasına karar verirler. Lakin bu bizi rahatsız ediyor, ama bunu kabul etmeye mecburuz. Ancak en iyisi iktidarla muhalefet hükümeti kurulsun. İktidar ve karşısında muhalefet olsun.
Şöyle bir sıkıntı var. Herkes hükümette olursa kim muhalefet olacak, hükümetin yaptığı yanlışları kim denetleyecek?
Hükümetin hatalarını parlamentonun dışında olan küçük çok sandalye kazanamayan partiler muhalefeti oluştursun ve kontrol etsin. Bizim karşımızda önemli sorunlar var. 2011’de Amerikalıların çekilmesi gerekiyor ve bu süreçte laiklerle İslamcıların karşı karşıya gelmesi ihtimali var. Bu gelecek 4 yılda hangi hükümet olursa olsun ciddi olarak yıpranacak ve koalisyonlar da bu 4 yıl içerisinde değişecek.
Selahattin’de bir değişim söz konusu. Daha önce Tevafuk burada ilk sıradaydı. Selahaddin’deki seçim sonuçlarını nasıl okumamız gerekiyor?
Daha önce Tevafuk Cephesi’nin siyaseti çok hatalıydı. Burada yaşayan insanlar özellikle Anayasa’nın geçmesinde Tevafuk Cephesi’ni suçladı. Çünkü Anayasa’da bizim haklarımıza aykırı çok madde vardı. Çok iyi bilinir ki Irak dini olarak yönetilemez. O yüzden laik tarafa çevrildi. Bu daha da genişleyecek.
Son sorum Türkiye’ye ilişkin; Türkiye’nin Irak politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz ve Türkiye’ye vereceğiniz mesajlar nelerdir?
Ben Türkiye’nin rolünü Irak’ta olumlu görüyorum. İran’a karşı denge için Sünni bölgelerin hepsi de bu rolü istiyor. Eğer hükümet güvenli ellerde olsaydı, tabiî ki biz Irak halkı olarak hiç kimsenin karışmasını istemezdik. Şimdiki kadar İran’ın etkisi görülen bir şekilde ve böyle bir etki olurken bizim de siyasi gücümüz sınırlıyken Irak’ın birliğini korumak için Türkiye’nin dengeleri sağlamasını istiyoruz. Biz çok iyi biliyoruz ki Irak’ın birliği Türkiye’nin çıkarınadır. Irak’ın birlik içerisinde ve kuvvetli olması Türkiye için çok iyidir. Bu nedenle Türkiye’yle bağlarımıza güveniyoruz. Mesajımıza gelince; Türkiye, Irak’ta laik grupları desteklesin ve bölgedeki rolünü daha da arttırsın. Çünkü öyle bir Türkiye’nin rolünü herkes benimsiyor, bu yönde devam etmesi çok iyidir ve bölgenin çıkarınadır.
ORSAM: Teşekkür ederiz.
*Bu röportaj ORSAM Ortadoğu Uzmanı Bilgay Duman tarafından Mayıs 2010’da Selahattin’de yapılmıştır.