Arama Yapın

Aramak istediğiniz kelimeyi yazın

Koordinatörlükler
Bu Yazıyı Paylaşın
Yazdır

ORSAM & GMF “Syria&Iraq from American and Turkish Perspectives”, Washington Toplantısı

5 dakika okuma süresi

ORSAM (Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi) ve GMF (The German Marshall Fund of United States) ortaklığında 11-12 Nisan 2013 tarihleri arasında ilk kez Washington’da “ABD ve Türkiye Perspektifinden Suriye ve Irak” başlıklı bir toplantı gerçekleştirmiştir. İki gün ve süren toplantı GMF’in Washington Binasında gerçekleştirilmiştir. Toplantı, ABD sonrası Irak’ta yaşanan zorluklar ve eğilimler, Suriye’nin geleceğine ilişkin senaryolar, bölge ve transatlantik bölgeye etkileri, Türkiye- Irak arasında enerji işbirliği, Irak ve Suriye’de Ayrımcılık ve Türkiye- ABD; Ortak Noktaları, Ayrılık Noktaları ve İşbirliği Alanları başlıklı oturumlar ile gerçekleştirilmiştir.  ORSAM Başkanı Hasan Kanbolat’ın açılış konuşması ile başlayan toplantı. Türkiye, ABD, GMF ve diğer kurumlardan katılımcıların yer aldığı toplantıda, Emekli Büyükelçi Murat Özçelik, Emekli Büyükelçi Zalmay Khalilzad, Emekli Büyükelçi James Jeffrey,  GMF Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Özlem Tür, New York Üniversitesinden Prof.Alon Ben Meir, ORSAM Ortadoğu Uzmanı Oytun Orhan, BOTAŞ – BTC Nabucco Koordinatörü Osman Göksel, GMF Avrupa Ofisi Direktörü Mark Fischer, GMF Transatlantik Uzmanı Hassan Mneimneh, GMF Transatlatik Uzmanı Emiliano Alessandri sunumları ile toplantıda yer almışlardır. Toplantıda,  Türkiye- ABD ilişkilerinin, günümüz Ortadoğu şartlarında politikaları, yeni açılımları, etkileşimleri, Irak ve Suriye’den yaşanan gelişmelere her iki ülkenin de etkisi ve dış politikalarında harekete geçirdiği dinamikler, Ortadoğu’da bölge içi ve bölge dışı aktörlerin süreç içerisindeki rolü, bölgede enerji politikaları ve güvenliği konuları ülkelerinin yaklaşımları doğrultusunda değerlendirilmiştir.
 
Toplantı sonuçlarına göre, belirsizliğin en büyük problem olduğu Ortadoğu’da Türkiye, Mart 2011 sonrası Suriye’de meydana gelen olaylar hem de Irak’ın mevcut durumu nedeniyle Türkiye’nin dış politikası hassas dengeler üzerinde ilerlemektedir. Suriye’nin mevcut durumu ve belirsiz geleceği sınır komşuları Türkiye ve Irak’ı doğrudan etkilemektedir.   
 
Gelecek günlerde Irak’da durum daha karmaşık bir hal alacağından endişe edilmektedir. Irak, son derece hassas bir durumdadır ve Arap Baharı ile mevcut durumu daha kırılgan bir hal almıştır. Bu doğrultuda, Türkiye-ABD ilişkileri çok önemlidir ve iki ülkenin şu anda aynı noktada olmasa da işbirliği yapması önem arz etmektedir.
ABD gözünde en hassas konu Kürt Bölgesel Yönetimidir. Türkiye’nin Kürtlerle stratejik ilişkisi, bölgenin stabilitesi ve enerji güvenliği için önem arz ederken,  diğer konular ise PKK ve terörizmdir.
 
Irak’ta, Sunni- Kürt işbirliği, sayıca fazla olan Şii sayısını dengeleyecektir. Sunni-Kürt işbirliği çok kolay bir süreç değildir. Çünkü Sunniler Arap milliyetçisidir ve ayrıca bu sürecin de yavaş ilerlemesi tavsiye edilmektedir. İşbirliği sonucunda, ilişkiler kuvvetlenecek ve her iki grupta, birbirini Maliki’ye karşı, çıkarları doğrultusunda kullanacaktır.
 
Suriye’de de ayaklanmalarda dinsel öğe olmadığını ve çözüm olarak ulusal şemsiye altında bir birleşme olması gerektiğini,  Lübnan’da hristiyan ve müslümanların bir arada yaşayabilmesini bu konuda örnek olarak gösterilmiştir.  Suriye’de birleşme ve ayrışma noktaları çok önemlidir.  
 
Arap baharına ilişkin üç madde söz konusudur. Sırasıyla bu maddeler; Sivil savaş (engellenemedi), dış müdahale,  mezhepsel konulardır. (Müslüman kardeşler bu süreci tetikledi)
 
Suriye, iki gücün ortasında; mezhepsel olarak (Sunni-Şii), bölgesel anlamda ise Doğu –Batı (Rusya-İran ve ABD) yer almaktadır.
 
Türkiye, Suriye konusunda en çok endişeye sahip ülke konumundadır.  Türkiye’nin, ileriki günlerde çıkarları doğrultusunda ne yapacağı sorusu da gündeme gelecektir.
 
Türkiye-İsrail ilişkilerinde problem kaynağı olan üç durum ambargo, Gazze ve Filistin meseleleridir.  İki ülkenin ilişkilerinin son dönemiyle ilgili olarak Netenyahu’nun özrünün zamanlamasının çok uygundur ve bu süreç,  ABD tarafından da desteklenmiştir.
 
ABD ve Türkiye, her iki ülkede klasik bir dış politika uygulamaktadır. Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya hem politik,  hem güvenlik, hem de ekonomik anlamda her iki ülkenin çıkarları açısından önemlidir.  Her iki ülkede bu bölgelerde aktif bir politika izlemektedir.
 
ABD ve Türkiye arasında farklılıklarda söz konusudur, Türkiye, petrol ve doğalgazını Ortadoğu ülkelerinde alarak (yaklaşık yüzde 80 oranında bağımlı)  bölgeye bağımlı olma durumu söz konusudur fakat ABD, petrol ve doğalgazda bölgeye bağlı değildir. 
 
Dünya enerji ihtiyacının büyük oranda karşılayıcısı ham petroldür. Bu doğrultuda Irak petrol kaynakları önem arz etmektedir. Irak petrolüne uluslararası şirketlerin erişmesinin ve bu petrolün güvenilir şekilde transfer edilmesi önem arz etmektedir.
 
Kuzey Irak’ta doğalgaz potansiyeli fazladır ve tüm ülkenin doğalgaz rezervinin 1/3’üne sahiptir.  Irak’ta gaz yönetiminin geliştirilmesine ilişkin yeni hukuki altyapı oluşturulması gerekmektedir. Doğalgaz alımında büyük oranda Rusya’ya bağımlı Türkiye için Irak doğalgazı önemli bir alternatif olabilir.